Dün yine Nihal ve elleri vardı.. Yine Nihal çalmadı ve ben yine Nihal'in elleri aslında kimin diye düşüncelere daldım günlük.. Çıksın, "Bu eller benim!!" desin kardeşim...(Bu lafı da orijinal adı "So you think you can dance" olan yarışmanın Türkiye ayağındaki(neden bacağı değil de ayağı ki bu?) jüri üyelerinden Uğurkan Erez beyfendiden kaptık.. Tüm Türkiye kaptı, zira enfeksiyon gibi bir laf.. Hala "kardeşiiimm" derken o adamın sallanarak söyleyişi geliyor gözümün önüne.. Neyse) Nasıl öyle sessiz sessiz duruyor o piyanoyu çalan insan yaa.. Ne diyorlar acaba o kişiye? "Nihal bu bölümde piyano çalacak, sizin eller bir ara sete uğrayabilirler mi acaba?" Ya da o da her çekime geliyordur, "Yazık, bugün de geldi, bari Nihal'e ek piyano dersi koyalım." mı diyorlardır? Harcanıyor, harcanıyor valla.. Dün çaldığı ne güzel parçaydı öyle.. Behlül geldi kestiler bir ara gerçi ama sonra devam etti.. Güzeldi o parça, güzeldi..
Bu arada yukarıda yapıştırdığım resmi bulduğum sitede şöyle yazıyor: "Dokunaklı bir çalgı olan piyanonun birçok çeşidi vardır." Dokunarak çalındığından bahsetmeye çalışmışlar ama olmuyor işte aklım başka işliyor. Çok hisli bir çalgı olarak düşünmek istiyorum ben onu.. Ya da beim ona değil, onun bana dokunduğunu düşünmek.. Güzel çalgı, güzel..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder