30 Ağu 2009

Unutma, unutturma

Yeni bir seriye başladım günlük.. Adı "unutma, unutturma"... Buraya mutlaka dikkat edilmesi gereken şeyleri yazacağım. Aklıma geldikçe de döşeyeceğim. Biriktirmeye kasarsam eğer zaman geçiyor, bir bakıyorsun yıl olmuş falan üff yani.. İşte serinin ilk başlangıçları, vatana millete hayırlı uğurlu olsun;
Erkan Oğur-pencere önü çiçegi, dakika 3.19, uzaktan gelen davul sesi
Madredeus-o pastor, dakika 1.10, kadının vokal çıkışı
Şebnem Ferah-ünzile, dakika 4.28, Şebo'nun arka plandaki haykırışı
James Blunt-goodbye my lover, dakika 2.20, "now we're fine" söyleyişi

Hadi bakalım süperler değil de de alnını karışlayayım...

24 Tem 2009

Hı?

Offf yazmayalı neler oldu neler.. Michael Jackson bile öldü... Talento bile doğdu.. Of yani..

7 Haz 2009

Rezaletin Danaskası

Bilmem nerenin inşaatına başlangıcının mı inşaatın bitişinin mi ne kutlaması için kurban kesmek..
Kurban günlük...

6 Haz 2009

Outsider

Ben bugün dışarı çıktım günlük.. Kadıköy'e gittim.. Ama korkunç bir yol maceram oldu, hemen paylaşayım.. Turkuaz akbilimin içinde tam 1400TL vardı ve ben şöyle düşünüyordum; nasıl olsa tam 1300TL, bir kere basar Kadıköy'e giderim, orada da doldururum. Ancak otobüse bindim ve bir bastım ki ekranda kocaman "KONTÖR YETERSİZ" yazıyor. Meğer zam gelmiş benim haberim olmamış, gazete&tv haberlerinden ne kadar uzak olduğum anlaşıldı.. Sonra şoföre para uzattım, adam bende akbil yok dedi, ben de o zaman son durağa giderim oradan doldururum sonra da basarım diye düşündüm, şoför de olur dedi.
Yolda giderken i-pod'umun şarjı bitti ve bu sıcakta daha da sıkıntılı bir yolculuk geçirdim. Neyse, Altıyol durağını da geçtik, Haldun Taner'i de geçer, son durakta akbilimi doldururum diyordum kii otobüs Haldun Taner'e doğru gideceği yerde sağa saptı, ben hemen şoförün yanına gittim ve aramızda şöyle bir diyalog geçti;

KQ:"Son durağın yeri mi değişti?"
Ş:"Siz İstanbul'a yeni mi geldiniz?"
KQ:"Yok sadece Kadıköy'e gelmeyeli çok olmuş.."
Ş:"Son durağı buraya aldılar(Haldun Taner'e karşıdan bakınca sağında kalan tarafı göstererek)"
KQ:"Peki eski son durak ne oldu?"
Ş:"Tarihi eser oldu(kah kah kih kih).. Yok yok metro inşaatı için yeri değiştirdiler."
KQ:"Hmmmmmmmmmmmmmmmm"

Dünyadan KQ'ye, dünyadan KQ'ye...

3 Haz 2009

KAT


How glorious and magnificent it is günlük..
I LOVEE CATSSSS :)

AISSBHS


Bugün sana alıntı yapıyorum günlük.. yazmaya kasamıyorum evet, gir oku..
"Bu şarkının gizli öznesi budur aslında, sevilmeye değer bir kadın. Ama büyük resmi görmemeye alışmışızdır öyle değil mi?"

from-> http://milliondollardonkey.blogspot.com/

30 May 2009

KQ iş değiştirir.. Farkındalıkları azalır.. KQ List azalır çünkü dinlediği şarkılar azalır.. Yaptıkları azalır ve dolayısıyla yazdıkları azalır..

21 May 2009

Nörovizyon


Bu nasıl bir başlıktır günlük? Kim kime verdi?'ye karşılık "Ne verdi?" diye sormazlar mı? Ben olsam sorarım, haberin üzerine basar şu listeyi de bulurum;
Türkiye - Azerbaycan’a
Azerbaycan - Türkiye’ye
G. Kıbrıs - Yunanistan’a
Yunanistan - G. Kıbrıs’a
Andora - İspanya’ya
İskandinav ülkeleri:
İsveç - Norveç’e
Danimarka - Norveç’e
İzlanda - Norveç’e
Finlandiya - Estonya
İrlanda - İzlanda’ya
Hollanda - Norveç’e

Balkan Ülkeleri:
Bulgaristan - Yunanistan’a
Makedonya - Türkiye’ye
Sırbistan - Bosna Hersek’e
Bosna-Hersek - Hırvatistan’a
Romanya - Moldovya’ya
Moldovya - Romanya’ya
Arnavutluk - Yunanistan’a
Karadağ - Bosna Hersek’e
Hırvatistan - Bosna Hersek’e

5 May 2009

Başlıkları alt alta okumak

Facebook'un küçük oyunları işte.. Kader, kısmet böyle şeyler.. Fiyuu.. Fiyuu nedir, "Fiyuu" ıslık çalma efektidir. Bunu yapan bir smiley'im vardı msn'de, formattan sonra mefta oldu.. Onu aldığım arkadaşım da format attı bilgisayarına.. Dımdızlak kaldık ortada günlük.. Fiyuusuz.. Mutsuz... Umutsuz.. Huzursuz.. Zaten benden habersiz buluşuyorlar onlar.. Konuşmayacağım bir daha onlarla, küstüm.. Hiç de yapım değil ama küstüm.. Kimse gönlümü almaya da çalışmıyor, bir de üzerine alındım.. Hıhh.. Hıhh mı ne? "Hıhh" da trip atma efekti.. Bunu yapan smiley'im vardı, hala var.. Aynı arkadaşımdan almıştım bu smiley'i de.. Ööyle işte.. Kısmet..

3 May 2009

İTÜ tü maaşallah

Süper bir organizasyondu gerçekten. Ben 2 Mayıs 19.00-21.00arası oradaydım. Hatta sahnedeydim günlük ve gözlemlediğim kadarıyla neredeyse hiç sorun yaşanmadı organizasyonda.. Tabii İTÜ ekibi daha iyi bilir ne olup bittiğini ama ben görevli arkadaşları ve dans&cimnastik kulübünü tebrik ediyorum. Cidden.. Valla.. Bi de mecik necmi kafamı okşadı benim, kafamı demire vurdum falan.. Ne alaka, kel olanından..

27 Nis 2009

Uh.. Doh..

Bu nedir yaa.. Facebok ads'in de bi sınırı var kardeşim, tefeci tüfecilere de reklam verilir mi ama..Rezalet değil mi bu şimdi günlük? Döngüyü nasıl kıracakmış bu insan? Banka yerine kendine borçlandırarak mı.. Ahh ahh.. Ne olacak memleketimin hali..

23 Nis 2009

Hı?

Darbeci müsteşar, engerek yılanını öldürerek partiyi kurtardı.
İç işleri sorumluluğunu üstlenmesine rağmen kendi içindeki çelişkiyi yansıtmaktan çekindi.
Kurbağalar anarşikleşerek terörist oldular ve günlükü ele geçirdiler.
İçi dışı bir olan ben, mantık kavramını tartışıyorum kafamda.
Kişilik bölünmesi yaşayan insan jeepers creepers gibi uçabilir mi?

Buyur buradan yak.

20 Nis 2009

BirdirBin


1000 gördüm ya ne güzel oldu günlük cidden..

SSPPOOIILLEERR

Yavşak Katara.. Valla kıl oldum yaa.. Çocuğa "zamana ihtiyacım var" de, sonra dünyayı kurtarınca hemen öp, yavşa.. Olur mu ama böyle günlük? Daha da izlemem Avatar falan.. (Zaten bitmiş, neysee...)

12 Nis 2009

RATAVA

Ya nasıl bitti o kadar bölüm&sezon anlayamadım cidden. Geçen hafta birinci sezondaydım şimdi üçüncü sezonun 14üncü bölümündeyim. Animelere bayılan bir insan olaraktan, Avatar'ı da cidden tuttum günlük. "Sailormoon", "Death Note", "Samurai Champloo" gibi sevdiğim bilimum anime serilerine bir de "Avatar" eklendi diyebilirim. Çok önyargılıydım arkadaşım sezon DVDlerini verdiğinde çünkü çevremde çoğu kişi ondan bahsediyordu. Güzel dizi diyorlardı. Ve ben ne zaman biri "güzel" dese hep önyargıyla izliyorum o şeyi. Buna da öyle başladım. *Başlangıç SPOILER!* Hatta ilk bölümde Avatar'ın kim olduğu daha ilk dakika belli olunca, ulan nasıl ilerleyecek bu dizi, ne heyecanı ne de mistikliği kaldı diye düşünmüştüm. *Bitiş SPOILER!* Ama bağımlılık yarattı cidden.. Bu arada kesinlikle Türkçe dublajlısını daha çok beğendim ve kendi adıma bir genellemede bulnabilirim sanırım bu konuda.. Her ne kadar filmlerin Türkçe dublajlısından nefret de etsem animelerin Türkçe dublajında gerçekten başarılı olduğumuzu, doğru kişilerin seçilmiş olduklarına inanıyorum seslendirmeler için.. Hatta Türkçe dublajlı başladığım diziye sonradan orijinal halleriyle devam edince çok afalladım, hatta gerçekten beğenmediğimi bile söyleyebilirim orijinal versiyonlarını.. Çünkü nedense Türkçe dublajında Aang'in daha bir ergenimsi ses tonu varken, orijinalinde cidden çocuk sesi var. *Başlangıç SPOILER!* Bu nedenden ötürü Aang'in Katara'yı "Belki bir daha geri dönemem, görüşemeyiz" deyip, o ses tonunun ertesinde öpüşünü izlediğimde gözümün önünde iki çocuk öpüşüyormuş gibi geldi. Bu da hoşuma gitmedi. Ama aynı sahnenin Türkçe dublajlısının etkisi kesinlikle daha farklıydı üzerimde. *Bitiş SPOILER!* Üçüncü sezonun ondördüncü bölümündeyim, heyecanlı gidiyor ama dördüncü sezon nerdeeeee?????? İstiyorum, istiyorum, bana ne, bana ne... Yoksa dördüncü sezon hiç olmayacak mı? HAAAYYYIIRRRR!!!

9 Nis 2009

Güneşi Gördüm

Ben bu şarkıyı yıllardır yanlış söylüyormuşum. Cidden şok geçirdim yakın geçmişte gerçeği öğrendiğimde.. Meğer yıllardır söylediğim Ace of base şarkısı, "I saw the sun" değil, "I saw the sign"mış... İşareti gördüm ne demek yaa.. Bariz onun güneş olması lazım.. "Güneşi Gördüm".. Mahsun Kırmızıgül de hatta bu şarkıdan etkilenmiş bence.. O da şarkıyı yanlış biliyor yani.. Bence çoğu insan evladı da hala bu şarkının adını yanlış biliyor... Eski şarkı ama güzel şarkıydı. Kasette vardı bu bende, karışık bir kasetin son şarkısıydı hatta daha şarkının sonuna gelemeden kaset bitmiş, cızırtılar eşliğinde sona yakın bir yerlerinde şarkı kesilmişti.. Şimdi internetten indirip dinliyorum, teknolojiye bak. Hey gidi günler, hey gidi mazi, hey gidi eski şarkılar, hey gidi kasetli günler, hey gidi de gidi de gidi günlük...(bkz: KQ List)
I saw the sign and it opened up my eyes
I saw the sign
Life is demanding without understanding
I saw the sign and it opened up my eyes
I saw the sign
No ones gonna drag you up
To get into the light where you belong
Hatta light falan da diyor şarkının içinde yaaa.. O kesin güneş, Ace of Base bilmiyor bu lyric işini..

Müdür bu, buna konuş

"Müdürümün Doğum günü" 7 Nisan'dı günlük.. Ne zor şeymiş ona sürpriz kutlama hazırlamak.. Tüm ofisi ayağa kaldırıp parti hazırlamak falan.. Bir gün önceden nasıl hazırlandık ama ekipçe.. Burdan tüm katkıda bulunanlara, özellikle Ö. Hanım'a çook teşekkür ederim... Ama ne güzel oldu sonunda.. Bir sürü hediye, pasta, papatyalar, fotoğraflar, faili meçhul kartlar falan.. Güzeldi güzel.. Nasıl bir organizatörmüşüm ben beee.. Maaşaallaaahh.. Tü tü tü bana...

8 Nis 2009

O değil de..

Ya o değil de bi Marimar vardı, noldu ona? Thalia idi adı falan o kızın.. Korkunç çirkin tek kaşlı bi adamdan hoşlanıodu dizide, Sergio muydu adı neydi.. Efsaneydi, efsane günlük.. Bi yalan rüzgarı bi cesur&güzel, bi marimar vardı zaten.. Yine Thalia'nın bilimum çalışmaları vardı ama.. Takdir ediyordum o kadını yaa, komik falan ağlıyordu ama sempatikti.. İtici değildi yani.. Bak Marimar'da o tek kaşlıyla evlendiği resim ne komik.. Ya evde oturup pempe dizi izleyesim geldi..


Ya bi de çirkin Betty mi ne vardı, yazık ya o kıza.. Oynayan kıza da yazık, psikolojisi bozulur insanın bu hale girdiği için yaa.. Bir de güzelleştirmeye özendiriyorlar elalemi, ona kıl oluyorum.. Çirkinken mutlularsa bırakın öyle kalsın gençlerimiz yaa..

Aramayın bizi

Bizim evde iki telefon var. Biri 359lu, biri 355li telefon numaraları. Bugün beni iş yerinden 385 ile başlayan bir telefon numarası aradı, açtım, annemin sesi. Nerdesin sen dedim, evdeyim dedi. E hangi telefondan arıyorsun dedim, 355liden dedi. Bir dakika dedim, aradığı 385li numarayı bir yere yazdım, telefonu kapattım, sonra bizim 355li numarayı aradım, açan yok. 385li numarayı aradım annem çıktı. Anne dedim bizim hatlar karışmış herhalde, diğer 359lu telefon ne alemde diye sordum. Onda hat yoktu, o yüzden buradan aramıştım dedi. Dur dedim bir de ben arayayım 359u. Annem kapattı, ben 359lu numaramızı aradım, komşu çıktı, muhabbet ettik falan, halimi hatrımı işleri falan sordu. Teyzecim dur sonra konuşuruz deyip zar zor kapattım. Annemi aradım 385li numaradan, olayı anlattım, o tedirgin oldu bir anda, ben de düzelir merak etme dedim, o da düzelmeyeceğinden değil, o kadın şimdi çok konuşur ya telefon faturası çok gelirse dedi. Ben ofiste kahkahayı patlattım. Haklı aslında ama acaba böyle bir durumda hatlar karışınca telefon faturası bize mi yazar ki bilemedim günlük. Bu olayın üzerinden 2 saat geçti, annemi aradım evde değil.. Herhalde o komşuya gitti, telefonla konuşup konuşmadığını kontrol ediyor diye düşünüyorum.

6 Nis 2009

Ninnnnniinnniii


Dün gece 12.00-02.00 arası 100 milyon defa dinlediğim, saygı duyduğum parçalardan biri.. Blackfield'dan gelecek olan sıradaki parçayı tüm uyku öncesi bebelere armağan ediyor, seni sevgiyle kucaklıyorum günlük uyku.. (bkz: KQ List)

Share my cup
Tie me up
Never part
Break my heart
Go to sleep
Wound me deep
Be at peace
Make me bleed

Do no harm
Twist my arm
Lie with grace
Smash my face
Kiss the ground
Drag me down
Stop the noise
Smash my toys

How does it feel without your drugs? (Sing you a lullaby)
How does it feel with my love? (Sing you a lullaby)

3 Nis 2009

M S P

Bu ne deme hiç.. Bekle iki dakika da açıklayayım.. Internetten müzik dinliyorum, biliyorsun artık bunu. Canım çekti, Placebo dinleyeyim dedim.. Şarkı olarak da uzun zamandır dinlemediğim, "I know", "Without you, I'm nothing" ve "The crawl"dan sonra sevdiğim slow parçası olan "My sweet Prince"i seçtim. Ve yine her seferinde olduğu gibi, dinlerken mayıştım, gözümün önünde kara bulutlu bir hava belirdi ve battaniyeye sarılmış bir ben düşledim şarkıyı dinlerken..

Never thought I'd get any higher
Never thought you'd fuck with my brain
Never thought all this could expire
Never thought you'd go break the chain

Me and you baby
Still flush all the pain away
So before I end my day
Remember

My sweet prince
You are the one...


İlk resimdeki sağdaki gitti, son resimdeki dövmeli sarışın denyo geldi ya yerine, kıl oldum günlük yaaa.. Neyse, yeni albümü çıkıyor grubun bir de, "Battle for the sun" diye, aynı adlı şarkı, internet sitelerinden indirilip dinlenebiliyor. Ben indirdim, kustum, valla beğenmedim, naapmışlar ayol, yazık valla.. Bir de yeni albümü tanıtıcı konsere gelecekler Türkiye'ye.. Bence tanıtmasınlar tüm şarkılar bunun gibiyse..

http://www.placeboworld.co.uk/news/index.html

30.03.09Placebo to play headline show in Turkey
Placebo will play their own headline show at the Turkcell Kurucesme Arena in Istanbul, Turkey on 23rd June. Tickets go on sale on Wednesday 30th March and are available through www.biletix.com.
For more info check out: www.turkcellkurucesmearena.com

1 Nis 2009

At-a

Ne demiş atalarımız; "İşi olan işiyle, işi olmayan kişiyle uğraşır." Benim işim var ama işimle uğraşmıyorum, kişilerle de uğraşmıyorum. Peki bu durumda ben neyim? İşli miyim? İşsiz miyim? Kişi miyim? Dişi miyim? Evet, o sonuncuyum..
Bu arada mavi ne asil renktir de mi günlük..

Nisan başı

1 Nisan bugün. Herkes önemini biliyordur herhalde bugünün. Ne önemi var? Eşek şakası günü günlük. Ama yapmasınlar bana böyle şeyler.. Yüreğime iner, bünyem kaldırmaz, ölürüm falan.. E öleyim ben o zaman.. Kurtulun siz de.. Ya da direkt senin aracılığınla dünyaya mesajımı ileteyim bugün ile ilgili: Şaka Yapma! Herkes için geçerli.. Beni böyle şeylere bulaştırmayın, beni sakin sakin bir köşemde bırakın, aman diyeyim, gözünüzü seveyim..


Elimdeki Saz Yeter Canıma

Ben bu sabah şarkı dinledim günlük.. Her zamanki gibi i-pod'um"dan.. Ööyle shuffleda çalıyordu, o kadar zaman geçti ama sözlerinin güzelliği yeni dikkatimi çekti.. Utandım.. Daha önce nasıl saygı duymamışım bu şarkıya ve sözlerini yazana.. Şaşırdım.. Şimdi abartma diyorsundur belki içinden ama güzell şimdi, sen de kabul et.. Tabii kabul etmek için üzerine biraz düşünmen lazım.. Otur, içinde tartış, öyle fikir beyan et..


Haykırmak için kudretin senin olsun
Kudurmak için şöhretin de olsun
Saldırmak için servetin senin olsun
Yalvarmak için allahın senin olsun

31 Mar 2009

Impromptu

Dido-Here with me

29 Mar 2009

LP@Istanbul

Oh Yeah..

Jelly

Yine biriktirdim biriktirdim öyle çıktım karşına.. Ama biriktirdiklerimin çoğunu unuttum o ayrı.. Ben dün vapura bindim günlük.. Ne var bunda deme hiç ben en az 3 aydır vapura binmiyormuşum. Nasıl mı farkettim? Şöyle oldu; Dün Beşiktaş'ta gitmiş olduğum bir eğitimden çıktım saat 13.30 civarı, dedim ki kendime 13.45 vapuruna bineyim misler gibi Kadıköy'e geçeyim.. Kulağımda i-pod, yürü yürü vapur iskelesine kadar ama hangi iskeleye kadar? Kadıköy iskelesinin yeri değişmiş! Hem de adamlar benimle dalga geçtiler. "Hanfendi, 10 Ocak'ta değişti o, nihuhahaha" dediler bana, ayıp mı yani uzun zamandır vapura binmemek? (Evet ayıp aslında..) Eee, nereye gitti peki iskele? Motorların yanındaki benim bildiğim Üsküdar iskelesinin oraya.. Artık orası Kadıköy, benim gittiğim yer Üsküdar iskelesi oluvermiş.. hüzünlendim.. içim buruluverdi.. Yaşlıyım ben kardeşim, değişiklikler benim gözlerimi dolduruyor, boğazımı düğümlüyor artık.. Neyse oradan döndüm, yeni iskeleden bindim vapura, hava da soğuktu bayaa, güneşliydi ama soğuktu, o yüzden dışarıda da oturmadım, içeride cam kenarında yer kaptım, denizi izlemeye daldım..
Aman allahım, o ne korkunç deniz manzarası.. Aşağı bakıyorum ama iğrendim resmen.. 3 ay olmuş vapurdan denize bakmayalı ve sanki o kadar ayda bütün denizanaları bana gösteri yapmak için hazırlık yapmışlar.. Aslında seyretmeyi severim denizanalarını ama dünküler korkunçlardı.. Eskiden bu kadar çok değillerdi sanki yaa.. Resmen istilaya uğramış denizlerimiz! Her şekilden her renkten vardı.. Her renk nasıl oluyor, şöyle oluyor, denizanalarının tepe yuvarlaklarının ortalarında 3-4 tane falan küçük yuvarlak bulunur, o yuvarlakların pembe olanlarından gördüm ben mesela.. Böööyle öbek öbek takılıyorlardı denizde.. Denize atılmış milyonlarca prezervatif gibi gözüküyorlardı.. Uzuuun uzun izledim, sonra hareket ettik de kıyıdan uzaklaştık allahtan.. Bi yer geldi çünkü midem bile bulandı yani, o derece.. Neyse bugün de iyi oyalandık haaa...

27 Mar 2009

İyi ki doğmuş babam bugün günlük.. İyi ki valla.. Oh, oh yani..

25 Mar 2009

No Offense vol.2

Oha 1991miş albüm yılı;
Bir Şehrazat eseri daha günlük.. (Check KQList)

Şarkıcı:
Aşkın Nur Yengi
Albüm:
Hesap Ver
Şarkının adı:
Hesap Ver
Şarkı bilgisi:
Söz - Müzik: Şehrazat

Şarkı sözü:
Yitirilen yıllara tükenen sevgilere soruyorum
Bitmeyecek sandığım harcanan anılara soruyorum

Hesap ver ne oldu olacak hesap ver
Yaramı kim saracak hesap ver
Acımı kim paylaşacak şimdi
Kim tutar yerini

Hesap ver ne oldu olacak hesap ver
Yasımı kim tutacak hesap ver
Avunmam hiç kimseyle şimdi
Kim tutar yerini

Söküp aldın benden yalanlarla hayatımı
Gidiyorsun şimdi hiç birşey olmamış gibi
Çekip aldın benden ne var ne yok yaşadığım
Söyle bana bunu hak edecek ne yaptım

Çekip aldın sen kendini benden acımadan
Gidiyorsun rahat gamsız ardına bakmadan
Kalmaz yerde inan kanayan gözyaşlarım
Söyle bana bunu hak edecek ne yaptım hesap ver

No Offense

Oha 1993müş albüm yılı.. Ben bu şarkıyı uzun zamanlar sonra dinledim ve nostaljik bir atmosfere büründüm.. Bu karıyı da artık hiç sevmiyorum var ya günlük.. Kıl falan oluyorum.. Valla Zuhal'e attığı kazık yüzünden değil, böyle artık salak saçma albümler&şarkılar falan yapmaya başladığı an silmiştim onu zaten.. Var mı böyle hisli şarkılar artık.. Ne varsa eskilerde var.. Ben küçüleyim, o şarkılara geri döneyim.. O şarkıların artık bana geleceği yok çünkü.. (Check KQ List)

Şarkının adı:
Bir Zaman Hatası
Şarkıcı:
Aşkın Nur Yengi
Albüm:
Sıramı Bekliyorum (1993)
Şarkı bilgisi:
Söz: Fikret Şenes Müzik: Doug Camerone

Şarkı sözü:
Ah bir zaman hatası anladım
Yanlış bir yerde yanlış bir kadın
Sevgilim farkındaydım

İstediğin gibi olamazdım affet ne olursun
Üzülme hemen unutursun
Gitmek zorundaydım

Kendimi bıraksam da ruhum kaçar
Bu gönül divane her aşka ah konar geçer

Valizim dolu yine aşklarla anılarla
Yola çıktım sonsuz ayrılıklarla
Öyle bir yalnızlık ki yıllar yoruldu
Acılar pişmanlıklar ve ben yollarda

24 Mar 2009

23 Mart 09

Lanetliyim, lanetli - sin, lanetli (yim).. Lanetim, lanetli miyim? Psikolojik travmanın ayaklı tanığı.. Rezaletin şahidiyim... Lanet günlük..

23 Mar 2009

Duriyemin Güğümleri Kalaylı



Vatana millete hayırlı uğurlu olsun.. Tamamen eğlenme maksatlı ekledim. İngilizceye çeviriyorum seni, sana bakıp bakıp gülüyorum.. Tamam, kızma ama sana değil Google translator'a gülüyorum he mi günlük..

22 Mar 2009

Back to School

Günlük.. Eve dönüş gibi bir şey bu.. Öyle garip, öyle heyecanlı...

Başlıkları alt alta okumak

Günlük;
Kıran geçirene, geçiren kırana, seçim yurduma, yurdum insana, insan karikatürlere, karikatürler yurda, insan seçime, yurdum karikatürleri seçim insanına...

19 Mar 2009

İlgilenir misin

Reklam vermeyeyim diye ismini gizledim sitenin sevgili günlük.. Eğer ilgilenirsen senin için yetkili mercilere başvurur, görüşmeler ayarlarım. Okeye dördüncü olarak evlen biriyle mesela, başın bağlansın.. Her anlamda.. Bu arada ben "merci"nin, "mercii" değil de "merci" diye yazıldığını öğrendiğim gün çok şaşırmıştım biliyor muydun?
Neyse diyeceğim şu ki; sakla samanı gelir zamanı..

18 Mar 2009

B.k

Çok sinir oluyorum günlük.. Aslında bu bana hiç batmıyordu ama bir arkadaşım dedikten sonra beni fena halde rahatsız etmeye başladı, artık benim de canımı sıkıyor, uyuz oluyorum.. Şimdiiiii, bizim apartmandan çıkıp sağa dönüp az ilerleyip sağa dönüp düz gidip sağa dönünce otobüs durağına varıyorsun. Aynı şekilde otobüs durağından da gelirken sağa girip düz gidip sola dönüp düz gidip sola pike yapınca apartmana varıyorsun. Şöyle bir durum var, apartmandan çıktığımda her sağa döndüğümde ve eve dönerken apartmana varmak için sola döndüğümde önümdeki kaldırımda mutlaka en az 1-2 kuple bok oluyor. Yağmur yağıyor, karlar kaplıyor etrafı ama boklar hep oradalar, yer değiştiriyorlar, renk değiştiriyorlar ama o kaldırımda istisnasız her geleni geçeni karşılıyorlar ve inadına hayvanlara küfrettiriyorlar.. Ya git bahçeye, yeşile, ota bilmem nereye yap ama di mi.. gübre falan niyetine.. kaldırımda ne işin var eşek sıpası.. Kıçlarına bant lazım canım bu hayvan efradının, ayıp valla.. Kınıyorum esefle.. Ben esefin, eshef değil de esef diye yazıldığı gün çok şaşırmıştım biliyor musun... Ya ben bunu yazmış mıydım sana önceden? Olsun anla artık ne kadar şaşırmışım..
Bu arada resim ekleyeyim diye google görsellere girdim, önce "bok" diye arattım, güzel bir resim bulamadım istediğim gibi, bir de "kaka" diye aratayım dedim, futbolcu resmi çıktı bir sürü.. Futbolcunun bizim kaldırımda işi ne ama..

14 Mar 2009

Yardımsever Facebook

Ne kadar yardımsever ve düşünceli bu Facebook değil mi günlük? Facebook sayfamızın sağ sütununda gördüğümüz reklamlar günlük hayatımızı ne kadar kolaylaştırıcı reklamlar.. Ben esas şunu merak ediyorum; acaba üye kişilerin bilgilerini buluyorlar da ona göre mi reklam ayarlıyorlar yoksa her kişinin profile'inde her reklam oluyor mu? Mesela bu reklam bir erkeğin sayfasında da çıkıyor mu?


Ya da bu mesela?

Belki kız arkadaşlarını düşünen erkeklerde de çıkıyordur falan? Ya da erkeklerin sayfasında başka ilginç reklamlar mı oluyor?? Çok merak ediyorum, çookk..

11 Mar 2009

Hmm..Ufff..Mmmm

Beşamel soslu fırınlanmış düdük makarna olsa da yesem keşke.. canım çekti.. off saat ne çabuk 12 oluyor yaa.. yatmam gerek yine.. ben bugün origin'in türkçesinin menşe olduğunu ve bunca yıldır "menşey" sandığım şeyin "menşe" veya "menşei" diye yazıldığını öğrendim günlük.. insanoğlu işte, her gün yeni bir şeyler öğreniyor..

Beşamel sos için;
2 yemek kaşığı tereyağ
2 yemek kaşığı un
2 su bardağı süt

10 Mar 2009

Ben bu insanlar ne diyor anlamıyorum

Ben bu insanlar ne diyor anlamıyorum, acaba onlar biliyor mu ne dediklerini?

6 Mar 2009

Başlıkları alt alta okumak


Hep derim insanoğlu kuş misali günlük... Hiç de alakaları yok bu insanların, ööle @ işareti yapıp devamına yer falan yazmak nasıl akıllarına gelmiş de mi.. Neyyseee..

3 Mar 2009

Don't touch, only watch


Aman Tanrım, şu an çılgınlar gibi dans edesim var.. Kulağımda kulaklık, online radyodan(reklam yapmayacağım) müzik dinliyordum, kendisi shuffle bir biçimde çalıyordu, bir anda bir şarkı başladı,

Ha-ha! well now we call this the act of mating
But there are several other very important differences
Between human beings and animals that you should know about

dedi, ben de içimden "bu ne yaaaaaaaa" falan dedim, değiştireyim diye düşündüm, sayfayı bi açtım, söyleyen kısmında "bloodhound gang" yazıyor ve bir anda kulağıma çok tanıdık melodiler gelmeye başladı.. Şarkı nakarata doğru ilerledi ve nakarata geldiğinde gözümde bir anda klip belirdi, ağzım kulaklarıma vardı ve şapşal şapşal şarkıya eşlik etmeye başladım;

You and me baby ain't nothin but mammals
So let's do it like they do on the discovery channel

O kadar uzun zaman olmuş ki bu şarkıyı dinlemeyeli, bir anda nedense çok mutlu oldum, güldüm, eğlendim falan günlük.. Günüme neşe kattığı için Bloodhound Gang meymunlarına teşekkürlerimi sunuyorum buradan..


2 Mar 2009

Before After

Pepsi imaj değiştiriyormuş günlük.. Bana ne deme.. Ben dedim, ama bilmemezlikten, öğrenmemezlikten, araştırmamazlıktan da gelemedim.. Yapılan açıklamada gülen Pepsi imajının yaratılmaya çalışıldığı söylenmiş. Diette belli belirsiz, normalde gülümseme, max te ise kahkaha. Aslında ben beğendim gibi.. Ama bu yeni imajla beraber "Aaaahh ahhh nerde o eski pepsi logosu" diyecek çok kişi olacağından da eminim... Ama popo çatalı muhabbetine de çok güldüm, cidden benziyor..

Gizli Hazine

Linkin Park-Hit the floor

I know I’ll never trust a single thing you say
You knew your lies would divide us but you lied anyway
And all the lies have got you floating up above us all
But what goes up has got to fall
...
Ya ne süpper düpper şarkı günlük.. Dinleyince tüylerim tiken tiken oluverdi..

28 Şub 2009


23 Şub 2009


Bugün işten eve dönerken serviste uyuyayım dedim, servisin sol tarafında ikili koltuklar, sağ tarafında da tekli koltuklar var. Servisin geneli boş, ben de bir ikili koltuğa yayılmış uyuyorum. Tam yanımdaki tekli koltukta da bi kız vardı, elinde de telefon. Ben müzik dinliyorum, gözlerim kapalı falan, sonra hafif araladım gözümü, bir baktım, kızın elindeki telefonun arka tarafı bana dönük. Nedense bir an resmimi çekiyormuş gibi geldi ama kızı tanımam etmem, neden böyle yapsın ki diye bir saniye düşünüp yine gözümü kapattım. 5-10 dakika sonra toparlandım, ipodum hala kulağımda, camdan dışarı bakmaya başladım. Sonra şeyi düşündüm; benim kulaklarım çok iyi duymuyor ya hani, acaba hem çok sık, hem de yüksek sesli müzik dinlediğimden olabilir mi acaba diye düşündüm, merak ettim acaba aynı dertten muzdarip olup aynen benim gibi çok ve yüksek sesli müzik dinleyen var mıdır diye.. sonra eve geldim, yemek&haberler vs. derken, bu sabahtan planladığım şeyi gerçekleştirme amaçlı evden çıktım ve ablamlara gittim. Ben "Slumdog Millionaire" izledim günlük. Bütün gece Jamallll, Jamaliiimmm diye bağırasım geldi, zor tuttum kendimi.. İyi hoş film, Dannycim sağolasın.. Hafif çakma yerler vardı ama, görmezden geleyim o kadar Oscar hatrına.. Yeni eve geldim, uykum da bastırdı, yatacağım şimdi.. Oyyy, kim milyoner olmak istemez ki.. Bilirim lan, bana da sorun ben de bileyim..

21 Şub 2009

O değil de bir UNCAT vardı, noldu?


And the oscar goes to... Blue.. Oy veren 6 kişiye teşekkürlerimi sunuyorum. Neden 6? Ben sayma mı bilmiyorum? Hayır, 1 oy da ben kullanmıştım çünkü çok kişi gözüksün diye, ama neye oy verdiğimi söylemeyeceğim, ehe.. Sevgili günlük, artık sen mavisin, ama hala günlük yazılarını kırmızıya boyamaya devam etmek zorundayım her ne kadar iğrenç durduğunu fark etsem de çünkü öncekileri de değiştirmekle uğraşamayacağım.. Bu mavi değişikliği de bir dönüm noktası olsun düşüncesi içerisine de girmedim, o yüzden o yazılar yine kırmızı kalacak, e mi..

Bir taş attım tık dedi


Süperim valla, bir ay olmadan yazı yazabiliyorum yine yeni yeniden.. Yani yazı yazabilmek değil de durum yazmaya üşenmekti açıkçası yoksa şartlar çok elverişliydi.. İşe girdim işte, hafta içi gidip geliyorum.. Ben ki "hayatta erken kalkamam, uykusuz yaşayamam, yaşasın mayışıklık" derdim, doğal olarak büyük konuşmuşum, her sabah 6.5ta kalkıyorum falan.. ama tek tesellim var, erkencecikten çıkıyorum. 17.00de iş bitiyor, ben de ortamlara akıyorum. Özellikle dans tiyatrosu çalışmalarına katılabiliyorum o beni mutlu ediyor. Arkadaşlarımla görüşebiliyorum, ilişkilerime zaman ayırabiliyorum, güzel olan o işte.. Bir de daha almadım ama maaşımı alıcam, o da güzel bi his olacak diye düşünüyorum :) Maaş falan istiyorum ama kendime istiyosam namertim günlük.. Elimden geldiğince insanlığın yararına kullanıcam, uzay araştırmalarına, dünya barışı çalışmalarına, ekonomik kriz çözümlerine falan yardımda bulunucam. Şu sıralar havalar pek boktan gidiyor.. Anlayamıyorum cidden, sabah günlük güneşlik, akşamları şakır şukur yağmurlu.. Bu dengesizlik yüzünden herkes hastalanıyor, çalıştığım odada da bir kişi hasta ve benim de bugün boğazım ağrımaya başladı.. Aslında hasta olmam ben ama.. Yarın da gösterim var Kadıköy Halk Eğitim'de.. O bakımdan kendime dikkat etmem gerek aslında..

Bir deney yaptım sana yazmadığım şu geçen sürede, deneyime sitemeter da yardımcı oldu. Dedim ki kendime, huleyn ben bişicik yazmayayım acaba seni fark eden, giren çıkan olur mu diye, valla olmuş.. 500 hedefim vardı, geçmiş bile.. O yüzden bir karar aldım.. Yazmayacağım artık.. Bırakıcam bu işleri, uzaktan takip edicem seni, gizli gizli girip çıkıcam sana bir kaçak gibin.. Bakacağım sitemeter'ına sonra kapayacağım hemencacık..

"aaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaaa" dediğini duyar gibiyim.. O yüzden ne yapsam bilemedim, e kırmayayım yazayım yine ara ara o vakit..

Valla yazmak istiyordum, ne yazacağımı bilemiyordum, ama sayfayı açınca yine de yazdım bir şeyler.. Her şeyden bahsetmedim fark ettiysen, bazı noktaları atladım, bahsetmek istemediğimden değil ama bahsetmek istemiyorum işte.. (süperim..) yine de önemli noktalardan bahsedeyim: Geçen perşembe aşk-ı memnu'yu izleyemedim, çok mutsuzum, youtube'dan izlemeyi amaçlıyorum, şimdi bunu yazdığım için youtube'a girebildiğim anlaşıldı ve siteye giriş engelli ya güzide ülkemizde.. ben şimdi bu itirafla suçlu mu oldum? anarşik miyim ki ben? değilim di mi? e iyi o vakit.. bak, başım yanarsa başkalarını da yakarım, gelmesinler üstüme..

Böyleyken böyle (tabii ki böyleyken böyle başka ne olabilirdi ki, böyle ise böyledir, şöyle olduğunu kimse iddia edemez, eden salaktır ya da marjinal içgüdüsü ile hareket ediyordur.) bir yazımın daha sonuna geldim, öpüyorum, kal sağlıcakla..



P.S: Resmi, İran sınırında bir karakolda siniri bozuk bir şekilde askerliğine devam eden, hüzünlü "kısa kısa"sını okuduğum arkadaşım İlker'e armağan ediyorum..