Madredeus-o pastor, dakika 1.10, kadının vokal çıkışı
Şebnem Ferah-ünzile, dakika 4.28, Şebo'nun arka plandaki haykırışı
James Blunt-goodbye my lover, dakika 2.20, "now we're fine" söyleyişi
Hadi bakalım süperler değil de de alnını karışlayayım...
diary of an other killer queen
Ben bugün dışarı çıktım günlük.. Kadıköy'e gittim.. Ama korkunç bir yol maceram oldu, hemen paylaşayım.. Turkuaz akbilimin içinde tam 1400TL vardı ve ben şöyle düşünüyordum; nasıl olsa tam 1300TL, bir kere basar Kadıköy'e giderim, orada da doldururum. Ancak otobüse bindim ve bir bastım ki ekranda kocaman "KONTÖR YETERSİZ" yazıyor. Meğer zam gelmiş benim haberim olmamış, gazete&tv haberlerinden ne kadar uzak olduğum anlaşıldı.. Sonra şoföre para uzattım, adam bende akbil yok dedi, ben de o zaman son durağa giderim oradan doldururum sonra da basarım diye düşündüm, şoför de olur dedi. 
Facebook'un küçük oyunları işte.. Kader, kısmet böyle şeyler.. Fiyuu.. Fiyuu nedir, "Fiyuu" ıslık çalma efektidir. Bunu yapan bir smiley'im vardı msn'de, formattan sonra mefta oldu.. Onu aldığım arkadaşım da format attı bilgisayarına.. Dımdızlak kaldık ortada günlük.. Fiyuusuz.. Mutsuz... Umutsuz.. Huzursuz.. Zaten benden habersiz buluşuyorlar onlar.. Konuşmayacağım bir daha onlarla, küstüm.. Hiç de yapım değil ama küstüm.. Kimse gönlümü almaya da çalışmıyor, bir de üzerine alındım.. Hıhh.. Hıhh mı ne? "Hıhh" da trip atma efekti.. Bunu yapan smiley'im vardı, hala var.. Aynı arkadaşımdan almıştım bu smiley'i de.. Ööyle işte.. Kısmet..
Süper bir organizasyondu gerçekten. Ben 2 Mayıs 19.00-21.00arası oradaydım. Hatta sahnedeydim günlük ve gözlemlediğim kadarıyla neredeyse hiç sorun yaşanmadı organizasyonda.. Tabii İTÜ ekibi daha iyi bilir ne olup bittiğini ama ben görevli arkadaşları ve dans&cimnastik kulübünü tebrik ediyorum. Cidden.. Valla.. Bi de mecik necmi kafamı okşadı benim, kafamı demire vurdum falan.. Ne alaka, kel olanından..
Ben bu şarkıyı yıllardır yanlış söylüyormuşum. Cidden şok geçirdim yakın geçmişte gerçeği öğrendiğimde.. Meğer yıllardır söylediğim Ace of base şarkısı, "I saw the sun" değil, "I saw the sign"mış... İşareti gördüm ne demek yaa.. Bariz onun güneş olması lazım.. "Güneşi Gördüm".. Mahsun Kırmızıgül de hatta bu şarkıdan etkilenmiş bence.. O da şarkıyı yanlış biliyor yani.. Bence çoğu insan evladı da hala bu şarkının adını yanlış biliyor... Eski şarkı ama güzel şarkıydı. Kasette vardı bu bende, karışık bir kasetin son şarkısıydı hatta daha şarkının sonuna gelemeden kaset bitmiş, cızırtılar eşliğinde sona yakın bir yerlerinde şarkı kesilmişti.. Şimdi internetten indirip dinliyorum, teknolojiye bak. Hey gidi günler, hey gidi mazi, hey gidi eski şarkılar, hey gidi kasetli günler, hey gidi de gidi de gidi günlük...(bkz: KQ List)
Ya o değil de bi Marimar vardı, noldu ona? Thalia idi adı falan o kızın.. Korkunç çirkin tek kaşlı bi adamdan hoşlanıodu dizide, Sergio muydu adı neydi.. Efsaneydi, efsane günlük.. Bi yalan rüzgarı bi cesur&güzel, bi marimar vardı zaten.. Yine Thalia'nın bilimum çalışmaları vardı ama.. Takdir ediyordum o kadını yaa, komik falan ağlıyordu ama sempatikti.. İtici değildi yani.. Bak Marimar'da o tek kaşlıyla evlendiği resim ne komik.. Ya evde oturup pempe dizi izleyesim geldi..

Bizim evde iki telefon var. Biri 359lu, biri 355li telefon numaraları. Bugün beni iş yerinden 385 ile başlayan bir telefon numarası aradı, açtım, annemin sesi. Nerdesin sen dedim, evdeyim dedi. E hangi telefondan arıyorsun dedim, 355liden dedi. Bir dakika dedim, aradığı 385li numarayı bir yere yazdım, telefonu kapattım, sonra bizim 355li numarayı aradım, açan yok. 385li numarayı aradım annem çıktı. Anne dedim bizim hatlar karışmış herhalde, diğer 359lu telefon ne alemde diye sordum. Onda hat yoktu, o yüzden buradan aramıştım dedi. Dur dedim bir de ben arayayım 359u. Annem kapattı, ben 359lu numaramızı aradım, komşu çıktı, muhabbet ettik falan, halimi hatrımı işleri falan sordu. Teyzecim dur sonra konuşuruz deyip zar zor kapattım. Annemi aradım 385li numaradan, olayı anlattım, o tedirgin oldu bir anda, ben de düzelir merak etme dedim, o da düzelmeyeceğinden değil, o kadın şimdi çok konuşur ya telefon faturası çok gelirse dedi. Ben ofiste kahkahayı patlattım. Haklı aslında ama acaba böyle bir durumda hatlar karışınca telefon faturası bize mi yazar ki bilemedim günlük. Bu olayın üzerinden 2 saat geçti, annemi aradım evde değil.. Herhalde o komşuya gitti, telefonla konuşup konuşmadığını kontrol ediyor diye düşünüyorum.
Bu ne deme hiç.. Bekle iki dakika da açıklayayım.. Internetten müzik dinliyorum, biliyorsun artık bunu. Canım çekti, Placebo dinleyeyim dedim.. Şarkı olarak da uzun zamandır dinlemediğim, "I know", "Without you, I'm nothing" ve "The crawl"dan sonra sevdiğim slow parçası olan "My sweet Prince"i seçtim. Ve yine her seferinde olduğu gibi, dinlerken mayıştım, gözümün önünde kara bulutlu bir hava belirdi ve battaniyeye sarılmış bir ben düşledim şarkıyı dinlerken..
İlk resimdeki sağdaki gitti, son resimdeki dövmeli sarışın denyo geldi ya yerine, kıl oldum günlük yaaa.. Neyse, yeni albümü çıkıyor grubun bir de, "Battle for the sun" diye, aynı adlı şarkı, internet sitelerinden indirilip dinlenebiliyor. Ben indirdim, kustum, valla beğenmedim, naapmışlar ayol, yazık valla.. Bir de yeni albümü tanıtıcı konsere gelecekler Türkiye'ye.. Bence tanıtmasınlar tüm şarkılar bunun gibiyse..
http://www.placeboworld.co.uk/news/index.html
30.03.09Placebo to play headline show in Turkey
Placebo will play their own headline show at the Turkcell Kurucesme Arena in Istanbul, Turkey on 23rd June. Tickets go on sale on Wednesday 30th March and are available through www.biletix.com.
For more info check out: www.turkcellkurucesmearena.com
1 Nisan bugün. Herkes önemini biliyordur herhalde bugünün. Ne önemi var? Eşek şakası günü günlük. Ama yapmasınlar bana böyle şeyler.. Yüreğime iner, bünyem kaldırmaz, ölürüm falan.. E öleyim ben o zaman.. Kurtulun siz de.. Ya da direkt senin aracılığınla dünyaya mesajımı ileteyim bugün ile ilgili: Şaka Yapma! Herkes için geçerli.. Beni böyle şeylere bulaştırmayın, beni sakin sakin bir köşemde bırakın, aman diyeyim, gözünüzü seveyim..
Ben bu sabah şarkı dinledim günlük.. Her zamanki gibi i-pod'um"dan.. Ööyle shuffleda çalıyordu, o kadar zaman geçti ama sözlerinin güzelliği yeni dikkatimi çekti.. Utandım.. Daha önce nasıl saygı duymamışım bu şarkıya ve sözlerini yazana.. Şaşırdım.. Şimdi abartma diyorsundur belki içinden ama güzell şimdi, sen de kabul et.. Tabii kabul etmek için üzerine biraz düşünmen lazım.. Otur, içinde tartış, öyle fikir beyan et..
Uzuuun uzun izledim, sonra hareket ettik de kıyıdan uzaklaştık allahtan.. Bi yer geldi çünkü midem bile bulandı yani, o derece.. Neyse bugün de iyi oyalandık haaa...

Reklam vermeyeyim diye ismini gizledim sitenin sevgili günlük.. Eğer ilgilenirsen senin için yetkili mercilere başvurur, görüşmeler ayarlarım. Okeye dördüncü olarak evlen biriyle mesela, başın bağlansın.. Her anlamda.. Bu arada ben "merci"nin, "mercii" değil de "merci" diye yazıldığını öğrendiğim gün çok şaşırmıştım biliyor muydun?
Çok sinir oluyorum günlük.. Aslında bu bana hiç batmıyordu ama bir arkadaşım dedikten sonra beni fena halde rahatsız etmeye başladı, artık benim de canımı sıkıyor, uyuz oluyorum.. Şimdiiiii, bizim apartmandan çıkıp sağa dönüp az ilerleyip sağa dönüp düz gidip sağa dönünce otobüs durağına varıyorsun. Aynı şekilde otobüs durağından da gelirken sağa girip düz gidip sola dönüp düz gidip sola pike yapınca apartmana varıyorsun. Şöyle bir durum var, apartmandan çıktığımda her sağa döndüğümde ve eve dönerken apartmana varmak için sola döndüğümde önümdeki kaldırımda mutlaka en az 1-2 kuple bok oluyor. Yağmur yağıyor, karlar kaplıyor etrafı ama boklar hep oradalar, yer değiştiriyorlar, renk değiştiriyorlar ama o kaldırımda istisnasız her geleni geçeni karşılıyorlar ve inadına hayvanlara küfrettiriyorlar.. Ya git bahçeye, yeşile, ota bilmem nereye yap ama di mi.. gübre falan niyetine.. kaldırımda ne işin var eşek sıpası.. Kıçlarına bant lazım canım bu hayvan efradının, ayıp valla.. Kınıyorum esefle.. Ben esefin, eshef değil de esef diye yazıldığı gün çok şaşırmıştım biliyor musun... Ya ben bunu yazmış mıydım sana önceden? Olsun anla artık ne kadar şaşırmışım..
Ne kadar yardımsever ve düşünceli bu Facebook değil mi günlük? Facebook sayfamızın sağ sütununda gördüğümüz reklamlar günlük hayatımızı ne kadar kolaylaştırıcı reklamlar.. Ben esas şunu merak ediyorum; acaba üye kişilerin bilgilerini buluyorlar da ona göre mi reklam ayarlıyorlar yoksa her kişinin profile'inde her reklam oluyor mu? Mesela bu reklam bir erkeğin sayfasında da çıkıyor mu?

Belki kız arkadaşlarını düşünen erkeklerde de çıkıyordur falan? Ya da erkeklerin sayfasında başka ilginç reklamlar mı oluyor?? Çok merak ediyorum, çookk..





